Çok uzağa gitmeye gerek yok, 2000'li yılların başından itibaren otomobil sektöründe devrim sayılabilecek teknolojiler kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki uçan araba geyiğine bile 'acaba?' der olduk. Aslında sadece otomobil sektöründe değil, hayatımızdaki tüm teknolojik aletlerde sınırlar zorlanmaya başladı. 2003 yılında kurulan Tesla Motors ise 100 yıllık otomobil şirketlerinin yapamadıklarını yapmaya çoktan hazırlar.
Amerika kökenli Tesla Motors ilk olarak 2003
yılında Martin Eberhard ve Marc Tarpenning tarafından kuruldu. Tesla denince
aklınıza Nikola Tesla gelmesi normal çünkü şirket adını Nikola Tesla'dan alıyor.
İlk yıllarda kar amacı gütmeden yoluna devam eden Tesla Motors 2008 yılında
Tesla Roadster modelini üretti. Lotus Elise temelli olan bu araçta Tesla
üretimi 500 kiloluk bir lityum-iyon akü kullanıldı. Bu akü sayesinde tek şarj
ile 400 km yol yapabiliyordu. Tabii ki paragrafın başında da belirttiğimiz gibi
Roadster'ın satılıp satılmamasından ziyade kullanılan yenilikçi teknoloji ile
bir nevi 'biz geliyoruz' mesajı verildi. İçten yanmalı bir motor yerine
tamamiyle elektrikle çalışan bu otomobil 'uçan arabalar' kadar olmasada
üreticileri ve tüketicileri heyecanlandırmaya yetti.
Elon Musk'ın
Dokunuşuyla Tesla
Tesla'nın günümüzde popüler ve öncü
şirketlerden biri olmasındaki pay sahibi şüphesiz Elon Musk diyebiliriz. Tesla Motors'un
başkanı ve CEO'su 2014 yılında yönetim kuruluna başkan olarak girişiyle
birlikte Tesla Motors'un gelişimi hızlandı. Hatta kuruluşundan beri maddi sıkıntılar
içinde bulunan şirketi kendi çabalarıyla ayakta tutmayı başarmıştır. Bulduğu yatırımcılar içinde Google'ın
kurucularından Sergey Brin bile vardır.
Gelelim 2013 yılına. Tesla Motors'un ilk
otomobili olan Model S'e. (Roadster'ı ayrı kefeye koymak lazım) Öncelikle
geçtiğimiz yıllarda Toyota Prius, Honca Civic Hybrid gibi araçlar üretilmişti
fakat onları Model S'den ayıran en önemli özelliği elektrikli motorun yanı sıra
benzinli bir motorada sahip olmaları oluşuydu. Tabii ki bu araçlar iki motoru
bağımsız çalıştırıyordu fakat Model S'in en önemli özelliği %100 elektrikli
motor kullanması oldu. Şimdiye kadar
dünya çapında 80.000 satış gerçekleştirdiler ve yeni modellerle bu sayının
artması planlanıyor. Şimdi asıl konuya gelelim, sıkı durun... Model S'in teknik
verileri ve kullanılan teknoloji gerçekten dudak uçuklatacak cinsten. Aslında
bu teknoloji harikası otomobilin teknik verilerini anlatmaya kalksak saatler
sürer fakat bizi ilgilendiren konulara şöyle bir bakalım;
Uçan Araba Kadar Olmasa da
-Bir önde bir arkada olmak üzere
2 adet elektrikli motora sahip Model S P85D 625 beygir gücünde ve tam 931nm
torka sahip. 100km hızlanması ise 3.2 saniye. Hali hazırda en hızlı ivmelenen
otomobil desek yanlış olmaz. Zaten testlerde adeta bir roller coaster gibi
insanı koltuğa yapıştırıyor. Altınızda bir çok spor otomobili deyim yerindeyse
tokatlayacak bir canavar var. 4 çeker ve 2.5 tonluk bir otomobil olduğunuda söylemek
gerekiyor.
-Km'de ortalama 7 kuruşluk bir
masrafı var. İçten yanmalı motorlarla kıyaslama gereği duymuyorum :). Tam
şarjda ortalama 350-450km arası yol yapabiliyor. Böylelikle hesap makinası ile
yakıt tüketimi hesaplayanlarıda bu yükten kurtarmış oldular.
-Hemen hemen her prizden şarj
olabiliyor ve şarj süresi 10 saat. California'da açılan Supercharger
istasyonları ile Tesla aracınızı ücretsiz şarj edebiliyorsunuz. Önümüzdeki
yıllarda bir çok Avrupa ve Asya ülkesinde de böyle istasyonlar görebiliriz.
Planlar içinde İstanbul ve Antalya'da olduğu söyleniyor. Umarım söylentiyle
kalmaz.
-Autopilot teknolojisi ise ilk
defa Tesla'da bu kadar gelişmiş bir şekilde gün yüzünde çıktı. Daha önce Ford
ve Opel'de gördüğümüz 'kendi kendine park edebilme' özelliğinden sonra Tesla'nın
Autopilot sistemi herhalde devrim niteliğinde oldu diyebiliriz. Karalamak gibi
olmasın ama Ford ve Opel'de ki bu sistem daha %100 çalışmazken Tesla bildiğin
yolda gidiyor. Hatta Autopilota alıp arabada film izleyen ve uyuyan insanlar
bile haberlere çıktı. Tabii ki Autopilot yüzünden olan kazalarda yaşanmadı değil
fakat bu teknolojinin asıl amacı sürücünün işini kolaylaştırmak. 'Sürücü uyusun
biz süreriz' mantığı olduğu sürece maalesef kazalar olacaktır.
-İç tasarıma gelecek olursak
otomobilde dörtlüler dışında herhangi bir tuş yok. Aklınıza gelebilecek her
şeyi ortadaki 17 inçlik dokunmatik ekrandan ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca aracın
iç malzemeside sınıfına göre oldukça başarılı.
-Her ne kadar göreceli bir konu
olsada dış tasarımı bir sedan otomobile göre oldukça sportif ve şık. Ön ve arka
tasarımıyla son derece özgün diyebiliriz.
Biraz uzun olsada teknik verileri kabaca
anlatmaya çalıştım. Daha detaylarına inmeye kalksak dediğim gibi saatler sürer.
Yukarıda da açıkladığım gibi Tesla Motors gerçekten harika bir yolda ve şirket
her yıl üstüne koymaya devam ediyor. Bir çok kişinin dediği gibi Tesla, otomobil
sekörünün Apple’ı olma yolunda hızla ilerliyor. Ülkemize gelecek olursa tek tükte olsa yollarda
görmeye başladık ve bu bizim açımızdan sevindirici bir durum. Tesla Motors'un çevreci
tutumumunu kendi teknolojileriyle harmanlayıp tüketicelere sunmasının keyfini
çıkarmamız dileğiyle.
Umut Otara.
Yorumlar
Yorum Gönder