#unutMADIMAKlımda



Ülkemizde sevginin ve saygının yenildiği günlerden birinin yıl dönümü..
Hoşgörünün, aydınlığın sekteye uğradığı gün,
Bundan tam 24 yıl önce..
2 Temmuz 1993’de, Sivas, Madımak Oteli’nde..
35 kişi, yakılarak katledildi..

O gün aslında her şey normal seyrinde başlamıştı. Pir Sultan Abdal şenlikleri kapsamında Sivas’a davet edilen yazar ve düşünürler, bu şenlikler için Sivas’a geldi. Ancak ozanlar Sivas’a ulaşmadan önce, Sivas halkı bazı kimseler tarafından dolduruluyordu ve bu çok tehlikeliydi. Aziz Nesin’in gündem olan konuşmaları, din ve inanış konusundaki demeçleri, Sivas halkı üzerinde kullanılmaya çalışılıyordu. Broşürlerde Nesin’in çalıştığı gazetede yayımlanan ‘’Şeytan Ayetleri’’ kitabından bir şeyler çıkarılmaya çalışılmıştı.. Bildirinin içeriğinde ise Müslümanlara saygısızlık yapıldığı ve bu şenliği düzenleyenlere karşı ağır eleştiriler bulunmaktaydı.

2 Temmuz 1993 günü çeşitli sloganlarla birlikte yürüyüş başladı. ‘’Sivas laiklere mezar olacak’’ gibi sloganlar şiddetinin her geçen dakika arttırıyordu. Gerginliği önlemek için gelen askerlere ise ‘’Asker Bosna’ya’’ karşılığı veriliyordu.  Bu olaylardan bağımsız olarak başka bir grup ise valiye tepki göstermek üzere valilik binasının önünde protesto gösterileri düzenlemeye başlamışlardı. Ayrıca yollanan askeri kuvvetler çok yetersizdi. Bu sırada halk ozanları heykeli çoktan yıkılmıştı..

Saatler akşamüstü 18.00 sularına geldiğinde otel önünde azımsanamayacak kadar insan vardı. Bu topluluğun öfkesi hava kararmaya başladıkça artıyordu. Otelin camları kırılmaya başlamış, tehlike çanları adeta kulakları sağır edercesine çalmaya başlıyordu. Daha sonrasında otel ateşe verilmeden önce Türkiye tarihinde duymaktan büyük üzüntü duyduğumuz kelimeleri ve cümleleri dinlemekten başka bir şey yapamayacağız. Bir saldırgan otelin birinci katına tırmanmıştır ve ‘’Lan yakın’’ diye bağırmaktadır. Bazıları ise ‘’Cehennem ateşi işte!’’ demekten kendini alamamıştır. Zaten yetersiz olan kuvvet bu kalabalığı dağıtamadığı gibi takviye kuvvet şehire zamanında ulaşamamıştır. Otelin içinde ise ozanlar türlü telefon görüşmeleri yaparak can güvenliklerini sağlama telaşındadırlar. Erdal İnönü’ye kadar aranmış, ancak o Cumhuriyet’in ikinci adamının varisi bile katliamı engelleyememiştir. Sonucunda otel ateşe verildi ve o kara tarih, tarihimize kara bir leke olarak sayfalarımıza eklendi.

Katliamdan sonra ise dönemin siyasileri ‘’Çok şükür otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir’’

Bunları takip eden açıklamalarda ise ‘’güvenlik kuvvetlerimiz gerekeni yapmıştır’’ gibi cümleler kurulmuştur.

Bu katliamın 23. Yılında hayatını kaybeden ozanlarımız ve vatandaşlarımızı saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum. Umarım birbirinin inançlarına saygılı, tahammül seviyesi daha yüksek, insan sevgisinin ayyuka çıktığı bir Türkiye’ye gebe kalırız..

Sivas Katliamı’ndan sağ çıkan ancak 9 Temmuz’da yoğun bakım ünitesinde hayata gözlerini yuman Metin Altıok’un adeta tüyleri diken diken eden şiiriyle yazımı bitirmek istiyorum. Ayrıca bu şiir Onno Tunç tarafından bestelenip, Sezen Aksu tarafından seslendirilmiştir.


Ah kavaklar ah kavaklar
Bedenim üşür yüreğim sızlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orada kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki
Hala, hala durmadan kanar

Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime
Ah kavaklar ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar


                                              Metin ALTIOK











Fotoğraf Kaynak:http://listelist.com/1993-sivas-katliami-neler-oldu/

Yorumlar